26 Ocak 2012 Perşembe

En Tepesi İsimsiz Hikayeler Serisi '5'




Mutlu olduğum zamanlarda kalemim hep kıçıma kaçmış gibi hissederim, kelimeler, anlatmak istediklerim, heybemde sakladığım benzetmelerim, hepsinin benden uzak durduğu düşüncesi sarar aklımın balta girmemiş ormanlarını...
'Mutluluk' kelimelerle anlatılacak bir kavram değildir, bir otobüsün en arka koltuğuna asetatlı kalemle sevdiğinin ismini yazmakta değildir... 
Bir resim çizmektir düşlerinde, düşlerinin içerisine çimen lekesini çıkaran bir deterjan, kremşanti az birazda çilek koymaktır. Piknik sepetinin içine koyulan bir yarabandıdır, olağan değildir, farklıdır... Herkesin bildiklerini değilde, kimsenin bilmediği  huylarını sevmektir... Sonsuz bir kitabın sayfalarını hergün yepyeni umutlarla açmaktır...  
Gönlümün kilitleri bir daha kırılmaz, kimseyi bir daha sevemem derken bir pencere açıldı... İçinde çimen lekesini çıkartan deterjan, kremşanti ve çilek vardı, sevmesem olmazdı, sevdim...
 Sevdim ya 'seni', miladım o gündür...

Burak Baş
06-05-2011
20:14

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder