26 Ocak 2012 Perşembe

En Tepesi İsimsiz Hikayeler Serisi '10'


Ağlar mı ağabey yazdığım her cümle...
Hep mi hüzün saklı...
Mutluyken bile ağlar mı şairler satırlarında...
Yok mu ulan 'çok aşığım, sevgilimde beni çok seviyor, artık yazmıyorum' diyen şair...
Yazamaz mı iki satır adam aşıkken...
Yazamıyor.
'Bir gün öleceğiz' kadar gerçek, mutluysan kardeşim kalemin götünün içine kaçar ve bu yüzden yine hiçbir kadın sevgilisinin romantik yüzünü bu dönemde göremez.. 
Bende istiyorum bak sevgilim bugün günlerden pazar, Sofya yine bulutlu, seni özledim demeyi, abuk subuk benzetmeler yapıp kalbini fethetmeyi falan ama olmuyor... Alıyorsun kalemi eline bakıyorsun satırlara, karalıyorsun üç beş satır, diyorsun ki -lan biz ayrı mıyız? Yine geçtin sol şeride verip veriştiriyorsun dünyalar tatlısı sevgiline... Hop diyor duruyorsun, kahve falan da derdine derman olmuyor...
Sonra bir daha karar veriyorsın yazmaya...
Bir daha.
ve sonra bir kere daha...
Güzelliğine bir benzetme bulamıyorsun, 'gül' diyorsun soluyor, 'hayat' diyorsun bitiyor... Seni yazacaksam eğer satırlarıma ne solan ne de ölen birşey olmalı...
Yok yani güzelim, sana yakıştırabildiğim birşey, bende yok...
Satırlara sığmayacak kadar büyük seviyorum seni...
Seni yazmamak için, 
Seni terkedemeyecek kadar çok...

Burak Baş 
19.09.2011
03.16


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder